YILDIRIM KARA: SEKTÖRÜN DÜZENLENMESİ DEVLETİN BAŞLICA GÖREVLERİ ARASINDADIR

YILDIRIM KARA: SEKTÖRÜN DÜZENLENMESİ DEVLETİN BAŞLICA GÖREVLERİ ARASINDADIR

Türkiye’de 2017 yılından beri artan sayıda plastik geri dönüşüm tesisinde yangın çıktığını dile getiren Kara, sözlerini şöyle sürdürdü: “2017 yılında 6 plastik geri dönüşüm tesisinde; bunu takip eden yıllarda, çok daha fazla sayıda plastik geri dönüşüm tesisinde yangın meydana gelmiştir. En son 2022 yılında 125 tesiste yangın çıkmış, içinde bulunduğumuz yılın ilk 8 ayındaysa 84 yangın meydana gelmiştir. En son Adana’da, Seyhan ilçesinde bir plastik geri dönüşüm tesisinde çıkan yangın, çevre işletmelere de sıçradıktan sonra söndürülebilmiştir. Söz konusu işletmelerde, dikkat çeken bir sıklıkta karşı karşıya kaldığımız bu olaylar, ülkemizdeki geri dönüşüm sektöründe, muhtelif ve kronik sorunların biriktiğini göstermektedir. Türkiye hem kendi tüketimi hem de Avrupa’dan yapılan ithalat sonucunda, giderek artan bir plastik geri dönüşümü yüküyle karşı karşıya kalmıştır. Atık yönetim alt yapısının eksikliği ve plastik kullanımının teşvikinden kaynaklı olarak Türkiye her yıl yaklaşık 4 milyon ton civarında plastik atık üretirken bunun sadece %15’ini layığıyla toplayabilmekte, geri kalanı ise çevre kirliliği sorunu yaratmaktadır. Henüz kendi plastik atığını bile yönetemeyen bir konumdayken 2021 yılında 517 bin ton plastik ithal edilen ülkemizde, plastik geri dönüşüm sektörünün düzenlenmesi, devletin başlıca görevleri arasına girmiştir.”

YILDIRIM KARA: YETKİLİ KİŞİ VE KURUMLARI DENETİMLERİ SIKLAŞTIRMAYA ÇAĞIRIYORUZ

Plastik geri dönüşüm tesislerinin kurulması ve işletilmesi sürecinde hem yasal düzenlemeler hem güvenlik hem de çalışma koşulları açısından sorunlar yaşandığına dikkat çeken Kara “ Geçtiğimiz yıl Adana’da, plastik atık ticareti ve geri dönüşüm tesisleriyle ilgili araştırmada bulunan iki gazetecinin darp edilmesi, konunun dikkatli biçimde ele alınması gerektiğini göstermektedir. Bu işletmelerin birçoğunun çalışma ruhsatı sahibi olmadığı dile getirilmektedir. Tesislerin atık sularının ciddi anlamda mikroplastik içediğine ve bu mikrolastik kirleticilerin de ciddi bir çevre kirliliği yarattığı bilim insanları tarafından ortaya konulmuştur. Ayrıca bu işletmelerdeki çalışma koşullarının insan ve çevre sağlığı için zararlı olduğuna dair bulgular, İnsan Hakları İzleme Örgütünün de raporlarına girmiştir. Söz konusu rapora göre bu tesislerde hem kaçak göçmen, hem de çocuk işçi çalıştırılmakta, özellikle solunum yolları ve cilt hastalıklarına karşı tedbir alınmamakta, çevre sakinleri de tesislerin ürettiği duman ve kokudan olumsuz etkilenmektedir. Plastik geri dönüşümünün, bu tedbirsiz haliyle, insan ve çevre sağlığına uygun biçimde yapılamadığı açıktır. ‘Sıfır Atık’ ve “Karbon Sıfır’ hedefleri doğrultusunda hem üretim hem de bertaraf aşamasında yüksek çevre kirliliğine yol açan plastiğin kullanımını azaltmak bir zorunluluktur. Bu durum BM tarafından 2024 yılında hazırlanması planlanan Plastik Anlaşması için gerçekleştirilen ve Türkiye’nin de katıldığı toplantılarında da dile getirilmektedir. Yetkili kişi ve kurumları; plastik üretimini arttıracak politikalar yerine plastiğe alternatif olan daha çevre dostu, depozitoya ve tekrar kullanıma uygun alternatiflerin üretilmesini teşvik etmeye; plastik geri dönüşüm tesislerinin denetimlerini sıklaştırmaya, bu tesislerden kaynaklanan çevre problemlerinin önlenmesi için gerekli hukuki müeyyideleri işletmeye ve buradaki çalışma koşullarını insan sağlığına